Bir davanın netice vermesi için bir yanında sadakat diğer yanında adalet olmalıdır.
Davanın reisi sağına sadakati ve soluna adaleti almalıdır.
Alemin reisi (s.a.v.) sağına sadakatli Ebu Bekir’i ve soluna adaletli Ömer’i aldı.
Davası cihana yayıldı.
Ölçülerin kaybolduğu, halkın ahlak erozyonuna uğradığı şu zamanda bu iki kavrama tutunarak imtihanı kaybetmekten kendimizi kurtarabiliriz.
Sadakatin ünsiyeti ve adaletin aydınlığı ile.
Bir yanda ihanet diğer yanda zulüm olursa o dava akim kalır, netice vermez.
Rasullah’a en büyük düşmanlığı yapanlardan biri, akrabalık haklarına ihanet eden Ebu Leheb idi, diğeri de kölelere ve zayıflara zulmeden Ebu Cehil idi.
Zulmedenler ve ihanet edenler iman davasının gölgesinde barınamazlar. Gövdeyi oluşturan adalet ve sıdk ile kavgalı olurlar. Çatışma içinde bünyenin dışında kalırlar.
Acı Neden Var?
Acı neden var?
Bütün ateistlerin sorusunun cevabı,
“Acı gerçeğin intikamıdır.”
Gerçeği inkar edenlere inkar edemeyecekleri tek cevaptır.
Aşırı inkarcı, cenneti ve nimeti inkar edebilir.
Fakat acıyı inkar edemez. Çünkü acı ciddi bir iştir.
Doğum acılıdır ve ölüm acılıdır
Ömür bu iki acı arasında ciddiyet ister.
Yalanladığı azab, ona sarılınca yalanlayamaz.
İnsanın fıtrata karşı tek silahı olan inkarını, acı alıp götürür.
İnsan inkar ile yaratılanı kıymetsiz, yaratanı aciz bıraktığını sanır. Böyle intikam almak ister. Acı ise onun hevesini alır yok eder.
Acı olmasa kafir ahirette de inkarını sürdürür.
Acıyı görünce: “Beni dünyaya gönder de senin istediğin gibi bir kul olayım.” der.
İnkarın sonsuza kadar gitmesini önleyen acı kafirin inadını sonsuza dek yok eder.
(Cevher İnci Altın isimli kitaptan)
Abdullah ÖZTÜRK
Bir Cevap Yazın