Masal 4. Porto Riko’lu Sinek

Categories: Genel

Porto Riko’nun sıcak yaz günlerinden bunalan maceracı sinek, hava alanına doğru uçmaya başladı. Uçakların olduğu piste gelince uçağın pervanesiyle serinlemek istedi. Bu maksatla pist alanına dalış yaptı. Uçakların etrafında dolanırken bir tanesinin açılan kapısından içeri girdi.

Henüz yolcular uçağa binmediği için boş koltuklardan birine oturdu. İçerde tek başına beklemeye başladı.

Az sonra yolcular uçağa binince bizim maceracı sinek koltuktan kalkıp camın kenarına kondu.

Yolcular yerleşince uçak hareket etti. Göklerin, bulutların üzerine çıktı. Uçak İstanbul’a doğru gidiyor fakat sinek bundan habersiz, uçağın içinde bir taraftan diğer tarafa dolaşıp duruyordu.

Uçağın penceresinden İstanbul’a hayranlık hisleriyle baktı.

“Ne kadar büyük bir şehir.” Dedi.

Uçak piste inince bir yolunu bulup uçaktan çıktı. Bir süre uçtuktan sonra sarı bir taksiye rastladı. Duran taksinin camından kendini içeri attı. O sırada taksiye binen yolcu şoföre gideceği adresi söyledi ve yolu tarif etti. Yolcu bildiği, sinek ise bilmediği bir yere doğru taksi içinde gidiyorlardı.

Sineğin içini bir heyecan kapladı. Etrafı seyrederken şöyle dedi kendi kendine: “Macera dedikleri şey bu olsa gerek. Bilmediğin bir ülkede, bilmediğin bir şehirde, bilmediğin bir adrese doğru gitmek. Gerçekten bu çok farklı bir yolculuk.” Dedi.

Taksinin penceresinden İstanbul’u hayranlık içinde seyreden sinek, “Ne kadar güzel bir şehir; mezarlıkları ne kadar sakin, camileri ne kadar huzurlu, sarayları, köşkleri ne kadar ihtişamlı, tarihi eserleri ne kadar etkileyici ve yeşili ne kadar yeşil, ağaçları, bitkileri ne kadar canlı ve insanları ne kadar mutlu ve herşey ne kadar güzel.” Dedi.

Taksici kendisine gösterilen adrese varınca aracı durdurdu. Sinek camdan dışarı çıkıp karşı yoldaki evlerden birine doğru uçmaya başladı. Karşısına çıkan beş katlı binanın üçüncü katına doğru uçmaya karar verdi. Üçüncü katın balkonuna konup beklemeye başladı. Balkon demirlerinde dinlenip yol yorgunluğunu atmaya çalıştı.

Bir süre dinlendikten sonra yaşlı bir kadın evin penceresini açtı. Sanki maceracı sineği eve davet ediyordu.

Bizim maceracı sinek bu daveti boş çevirmeyip pencereden içeri süzülerek girdi.

Odaya baktığında eşyaların çok eski ve tozlanmış olduğunu gördü. “Demek burada şu ihtiyar kadın ve şu ihtiyar adam yaşıyor.” Dedi.

Yaşlı adam karısına: “Pencereyi kapat! İçeriye sinekler giriyor.” Dedi.

Sinek adama bakıp: “Rica ederim! Siz pencereyi açıp beni davet ettiniz. Biraz kibar olun. İnsan misafirine böyle mi davranır?” dedi.

Maceracı sinek evdeki bu yaşlı adamı pek sevmedi fakat yapacak bir şey yok. Mecburen onunla da iyi geçinmek zorunda idi. Çünkü aynı evi paylaşıyordu.

Yaşlı çifte dönüp: “Ben çok özel bir misafirim. Ta Porto Riko’dan geliyorum.” Dedi.

Kadın kocasına: “Efendi bak evde aylarca yalnız yaşıyoruz. Gelen gidenimiz yok. Biliyorsun torunlar nadiren gelirler. Bırak da bu sinekler yalnızlığımızı gidersin. Baksana başımın etrafında dönüp duruyor. Sanki bana teşekkür eder gibi bir hali var.” Dedi.

Sinek o sırada gerçekten vızıldayarak kadına teşekkür ediyordu. Ama ihtiyar adama dargındı. Barışması için kendisine güzel bir hediye almasını bekliyordu.

Maceracı sinek artık evin bir ferdi gibi yaşıyor, odalar arasında geziyor, odalara giriyor, kanepelere, koltuklara, duvarlara konup evde cirit atıyordu. Gerçekten çok mutlu olmuş, başını sokacak bir eve kavuşmuştu.

Keyfine diyecek yoktu. Vızıltı naraları ile yuppi sesleri birbirine karışıyordu. Yaşlıların kulakları az işittiği için onları da rahatsız etmiyordu.

Odaları gezerken mutfağa girdi. Masanın üzerindeki tabakta duran peynirin üzerine kondu. İştahla yemeğe başladı.

Peyniri keyifle yerken masanın üstüne çıkan beyaz tüylü kocaman bir kedi ile karşılaştı. Kedi ile sinek göz göze geldiler. Sinek içinden şöyle dedi: “Şu şişman tüylü mahlukun bakışları hiç hoşuma gitmedi. Kanatlarıma kuvvet buradan uçup kaçmak benim için en iyi yol olsa gerek.”

Hemen uçup kediden kaçmak istedi. Fakat kedi çok çevik hareket etti. Bir hamlede maceracı sineği kaptı. Kapması ile yutması bir oldu.

Kedi kendi kendine mırıldandı. Ve şöyle dedi:

“Herkes kendi rızkını yer. Rızkımız dünyanın öbür ucunda bile olsa bizim ayağımıza kadar gelir.”

Kedi mutfaktan çıkıp kutusunun olduğu odaya gitti. Küçük evine girip yattı. Yatması ile birlikte karnında dayanılmaz bir ağrı ile doğruldu. Başı döndü, midesi bulandı ve yediklerini kustu. Midesinden çıkanlar arasında Porto Riko’lu sinek de vardı. Baygın bir vaziyette yatan sinek bir süre sonra kendine geldi. Uçup vestiyerin üzerine kondu. Kedi kusunca rahatlamış vaziyette gözlerini tavana dikti. Bir an sinek ile göz göze geldiler.

Sinek ona: “Seni katil kedi! Benden ne istedin. Az daha hayatımı sonlandırmış olacaktın.” Dedi.

Kedi yaptığından utandı ve sinekten özür diledi.

Sonunda kedi ve sinek arkadaş oldular ve ihtiyarların köhne evinde hep beraber mutlu yaşadılar.

Masalcı amca Abdullah

11/02/2023 Cumartesi

Bir Cevap Yazın