Erzurumlu İbrahim Hakkı dokuz yaşına geldiğinde iyi bir eğitim alması için Tillo’ya götürülür ve İsmail Fakirullah’a teslim edilir.
Hocası, O’nun eline bir testi vererek çeşmeye gönderir. Testiye suyu doldururken bir atlı yanaşır:
“Çekil önümden çocuk!” diyerek İbrahim Hakkı’yı iter ve atını çeşmeye doğru sürer. Bu esnada İbrahim Hakkı’nın testisi kırılır.
Hocasının yanına dönünce:
“Ne oldu evladım?” diye sorar hocası.
“Efendim, çeşmeden su alırken bir atlı geldi, atını üzerime sürdü. Testimi atıyla tepeletip kırdı.”
“Testini kırana bir şey söyledin mi?”
“Hayır” der ve başını öne eğer.
Hocası, “Çabuk git ve o adama bir iki laf söyle” der.
İbrahim Hakkı gider, çeşmenin başında adamı görür fakat, “Testimi niye kırdın be zalim adam?” diyemez.
Döner, hocasının huzuruna gelir.
İsmail Fakirullah sorar:
“Atlıya bir şey söyleyebildin mi?”
İbrahim Hakkı: “Söyleyemedim efendim.”
Hocası telaşlanır:
“Çabuk git ve o adama bir şeyler söyle, karşılık ver, yoksa sonu felaket olur.”
İbrahim Hakkı çeşmenin başına varır. Orada testisini kıran adamı görür. Fakat bu sefer de adamın atından yediği çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlanmış olduğunu ve cansız bedeninin orada yatmakta olduğunu görür.
Koşarak tekrar hocasının yanına gelir, vahim durumu hocasına haber verir.
Hocası bu duruma çok üzülür ve:
“Vah vah! Bir testiye bir adam ha!” der.
Sonra İsmail Fakirullah durumu açıklar:
“O atlı adam, İbrahim Hakkı’ya zulmetti. Zulme uğrayan kişi tek kelimeyle olsun karşılık vermedi ve zalimi Allah’a havale etti. Yapılan bu zulüm, Allah’ın gayretine dokundu ve zalimi cezalandırdı.
(Bir Şahıs Bir Olay)
Bir Cevap Yazın