Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayetle, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Rabbimiz her gece, gecenin son üçte biri kaldığında dünya semasına iner de: Yok mu bana dua eden? Onun duasını kabul edeyim. Yok mu benden hacet isteyen? Dilediğini vereyim. Yok mu benden mağfiret dileyen? Onu mağfiret edeyim, buyurur.” (Müslim- Dua.) (Buhari, Ebu Davud, Tirmizi, İbni Mace) (Cem’ul- Fevaid 5. Cilt, 236. Sh.)
*Burada Allah’ın nüzulünden murad: Emrinin inmesidir. Nitekim halef ile selef ulemanın büyüklerinden bazıları bunu böyle te’vil etmişlerdir. Tamamı İbni Hacer’in Tuhfesindedir. (İ. Abidin 3. Cilt, 51. Sh.)
*Allahu Teala’nın zatını inkar etmekle emrini inkar etmek aynı hükme tâbidir. O halde emrinin gelmesi Zatının gelmesi gibi olur.
Nüzul hadisi sorulunca kaçamak cevap verirler. Hadiste ne geçiyorsa doğrudur. Sanki hadisi inkar et diyen var. Bu çirkin bir cerbezedir. Samimi olmamanın neticesidir. Şimdi tesbit için soruya geçelim:
Evladın sana nüzul hadisini sordu. Cevaben şöyle dedin:
“Evladım ben zâhir manası ne ise onu anlıyorum.”
Bunun üzerine evladın sana dedi ki:
“O zaman ben bu hadisten şunu anlıyorum. Allah mekana girer, uzaya iner, atmosferde gezer, zamanı bekler, gecenin son üçte birinde harekete geçer.”
Bunları işitince iki şekilde tepki verirsin.
Ya “Hayır öyle değil.” Veya “Susarsın.
Susuyorsan mücessime itikadındasın demektir.
(Cevher İnci Altın)
Abdullah ÖZTÜRK
Rabbim bizi Ehli Sünnet itikadından, yolundan ayırmasın, Rabbim muhafa etsin bizleri, soyumuzdan gelenleri, gelecekleri. Amin.